3 Ağustos 2018 Cuma

SADELEŞ







       "Sadelik, nihai bilgeliktir."
                                              -Leonardo da Vinci

       Kapitalizm çağımızın en yaygın ve tahribatı en büyük olan illetidir. Kapitalizim tam karşısında da -yaşam sitili olarak-minimalizm yer alır. Peki nedir bu kavramlar?

       Kapitalizimin literatürde bir çok tanımı vardır. Zaten kendisini de hemen hemen her sektörde görmek mümkündür. Kapitalizimin en büyük emri "TÜKET"tir. İhtiyacın olmasa da TÜKET. Eminim çoğu insan onun oynadığı oyunlara kanmıştır- Ben de dahil- Örnek vermek gerekirse, bir mağazanın önünden geçeriz ve vitrinde %50' ye varan indirim yazılarını görürüz. Sonra mağazanın içerisine gireriz ve bir eşyanın 100 tl'den 50tl'ye indiğini görürüz. Sonra, solumuzdan bize fısıldayan kapitalizm şöyle der: "Bu eşyaya şu an ihtiyacın olmayabilir ama olsun, ileride muhakkak ihtiyacın olacak. Sen onu bir köşede beklet. Hem bir daha bu fiyata, bu eşyayı nereden bulacaksın?" Bu fıslıtı öyle manipüle edicidir ki Bir anda kendimizi kasada poşetleri doldururken buluruz. Peki minimalizm ne der?
Hayatından ihtiyacın olmayan her şeyi çıkar. Bunlar; evdeki fazla mobilyaların, kozmetik ürünlerin, kıyafetlerin, yediklerin,kitapların-kitap oburluğu denen bir problem var-bile olur.Hatta bazı insanlar işi abartarak kaşlarını bile tıraşlar. Çünkü kaşın işlev olarak sadece göz üstünde yer alması bile onlar için gereksizdir.(Evet bazen uğraşması zor oluyor. haklı olabilirler :D) Yani, eğer bir şeye gerçekten ihtiyacın yoksa onu alma. İhtiyacın olmayacaksa da etrafında bulundurma. Boşu boşuna etrafını kalabalık edip kendini yorma. Çünkü ne kadar çok eşya o kadar çok baş ağrısıdır. İnsan gibi yaşamanın sırrı belki de burada yatıyordur. Hayatımız; bizi daraltan, bunaltan ayrılarla dolu ve bazen bu ayrıntılardan dolayı temel gayemizi unuturuz. Başka bir değişle, bizde mevcut olan kökleşmiş bir problemin varlığından eminizdir. Onu bulup çıkarmak isteriz ama diğer küçük ve gereksiz problemler büyük ve asıl problemin üzerini örttüğü için onu bir türlü bulamayız.

       80/20 kuramı da bize bu konuda benzer şeyler söyler. Pareto ilkesinin genel tanımı şöyledir; Ortaya çıkan etkenin %80'i etkenlerin yalnızca %20 sinden etkilenir. Örnek vermek gerekirse;
*Zamanımızın %80'inde yalnızca kıyafetlerimizin %20'sini giyeriz.
*Vaktimizin %80'ini, hayatımızdaki %20 insanla paylaşırız.
*Başarımızın %80'i okuduğumuz kitapların sadece %20' sinden kaynaklanır.
Örnekleri arttırmak mümkündür. Oranlarda değişebilir( 75-35, 40-90...)
İnsanlar çok çalışarak ya da her şeyi bilerek değil, doğru tespit ve kararlar alarak başarıyı yakalayabilir. Montaigne'nin de dediği gibi " Her yerde olmak aslında hiç bir yerde olmamaktır." Her şeyi bilmek aslında hiç bir şeyi bilmemektir. Elbette bol bol okuyalım ama bir ya da bir kaç alanda derinleşmeden okumak da bir zaman sonra okuruna bir şey kazandırmayacaktır. Bu da, minimalizime ters düşer. Kapitalist bir okuma oluruz. Amacımız sadece o kitabı bitirmeye(tüketmeye) dönüşür.
Bize başarı getireceğini düşündüğümüz kitapları okumaya gayret edelim. Çünkü bizler zamanla sınırlandırılmış varlıklarız. İşimiz, vaktimizden çok olduğu için her attığımız adım bir mantık süzgecinden geçmelidir.
Bütün bu yazdıklarımdan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki Başarı çok uzak olmasa gerek. Belki de bir kaç şey satın aldığımızda değil de bir kaç şeyi hayatımızdan çıkardığımızda gelecektir.
Herkese başarı ve sadelik diliyorum. Esenlikle kalın.



5 yorum:

  1. Yazını ve analizleri beğendim. Devamını bekliyoruz ��

    YanıtlaSil
  2. Yazınız yine güncel konuları kapsıyor ve keyifle okuyorum. Sizden evrim konusu hakkında yazılar bekliyorum . Özellikle " Kör Saatçi " ( Richard Dawkins ) adlı kitabı okumuşsanız bu kitap hakkında düşüncelerinizi bekliyorum ...

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ederim. Evet evrim konusu benim de araştırdığım bir konu. ama hala kesin bir yargıya varmış değilim. Bu konuda Caner Taslaman'ın evrimle alakalı kitabını şu an okumaktayım. Alper Bilgili'nin de Bilim ne değildir adlı kitabında kör saatçi adlı kitaptan bir kaç pasaja denk geldim. Onu da okumak istediğim kitaplar arasına aldım. gerekli kaynakları okuyup bir kaç sonuca vardığım zaman yazacağım inşallah :)

    YanıtlaSil