18 Eylül 2018 Salı

BAŞIMIN BELASI ÖFKE!!!!!



“ Öfkenin başlangıcı çığlık, sonu pişmanlıktır.”

    Öfke insanoğlu için elzem duygulardan birisidir. Her insan öfkelenebilir, sinirlenebilir, kızgın olabilir. İnsanlar genellikle; istekleri yerine gelmediğinde, haksızlığa uğradıklarında, karşı tarafa verdiği olumlu duyguların karşılığını alamadıklarında, kıskandıklarında, karşı tarafın agresif tutumlarına sinirlenebilir.  Bu örnekleri arttırmak mümkündür. Özellikle yaşadığımız hız çağından dolayı insanda var olan duygular da daha hızlı ortaya çıkmaya başladı. Sabırsız olduğumuz için en küçük bir hoşnutsuzluğa tahammülümüz maalesef kalmadı. Öfkenin problemi şudur ki; Aşırısı hem bizim için hem de karşı taraf için onarılamaz sonuçlara sebep olabilir. Çünkü öfke geldiğinde akıl uçup gider. Gerekli muhakemeyi, yordamayı o an yapamaz hale geliriz.

     Öfke anında sesimizin haddinden fazla yükselmesi, etrafı kırıp dökme isteği doğması, kalp atış hızımızın artması, tansiyonumuzun yükselmesi, bütün kaslarımızın gerilmesi bizde öfke kontrolsüzlüğü olduğunu gösterir.  Bu kontrolsüzlük, sosyal tahribatının yanında fiziksel birçok hasara da neden olur. Bunlar:
1.  Kalp-damar sistemlerinin dengesi bozulur.
2.  Beyin aktivitesi değişir -özellikle temporal ve frontal lobda-
3.  Karaciğer rahatsızlıklarına sebep olur. (Öfke normalden daha fazla safranın salgılanmasına sebebiyet verir.)
4.  Kas ağrıları meydana gelir. (Öfkendiğimiz zaman adrenalin hormonu salgılanır. Bu hormonun çok salgılanması kas ağrılarına, spazmlarla beraber baş ağrılarına da sebebiyet verir.)
5.  İshal; öfkeli olmak huzursuz bağırsak sendromu olarak bilinen rahatsızlığa bu da ishala yol açar. Stres, korku, gerilim gibi anlarda da bu bağırsak problemi meydana gelir.
6.  Deri iltihabı; öfke egzama gibi kaşıntı problemlerine de sebep olur.

    Öfke kontrolsüzlüğü de aşılabilir bir problemdir esasında. Tek sorun şudur ki, öfke anında insanın bütün bildiği sakinleşme teknikleri birden aklından uçup gider. O an da sadece limbik sistemimiz devrede olup frontal lobumuz ne hikmetse çalışamaz hale gelir.
Ama biz yine de yapılması gereken tekniklerden bahsedelim.

1.    Öncelikle öfkeli anımızda çok konuşmamak hem bizim için hem de karşı taraf için en hayırlı olandır. Çünkü öfkeliyken sonradan pişman olacağımız en güzel konuşmayı yaparız. Bazen kendimizden bile sakladığımız gerçekleri gün ışığı gibi o anda döküveririz. (Şu üçü doğruyu söylermiş: öfkeli, alkollü ve çocuklar). Bu öneriyle alakalı güzel de bir özdeyiş vardır: Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma, öfkeli anında kimseye cevap verme.
Eğer öfkeli kişi karşı tarafsa onu yatıştırmak için de çok konuşmamalıyız. Onun susmasını istiyorsak öncelikle kendimiz susmalıyız.

2.    Öfke anında ayaktaysak oturmalıyız. Açık havaya çıkıp derin nefes almalıyız, yüzümüzü yıkamalıyız hatta soğuk bir duş bütün öfkemizi alacaktır.

3.    Öfke anında Allah’ a sığınmak insana manevi anlamda büyük destek sağlar. Bunu da hatırlamakta büyük fayda var. Nitekim öfke ile alakalı Kuran’da birçok ayet vardır. ”Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.”(ŞURA 34)
“O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.”(ALİ İMRAN 134 )

   Şu bir gerçektir ki öfkeyi kontrol etmek büyük bir maharet ve erdemdir. Bununla alakalı güzel bir hadis’de mevcuttur: “Kuvvetli kimse demek, güreşte başkasını yenen değil; ancak hiddet anında kendine hakim olandır.”
Öfkesini yutan, kendisini kontrol edebilen yiğitler olma duasıyla…