22 Haziran 2018 Cuma

ÖZGÜVEN VE KİBİR ARASINDAKİ FARKLAR



       Kibir denilince akla gelen ilk karakter “Şeytan”dır. Peki ne oldu da bu varlık bizlerin aklında böyle bir yer edindi. “Allah, ‘sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?’ dedi. (o da) ‘Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın’ dedi.(araf/12) Evet burada karakteristik bir kibir örneğini görüyoruz. Kibir konusu Kuran’ın muhkem bir konusudur . Allah böbürlenenleri, tevazu içinde yürümeyenleri, şükürsüz kullarını uyarır. Bu nitelikler hem kişiler arası hem toplumsal hem de Allah ile ilişkimizi bozar. Peki kibrin Türkçe deki karşılığı nedir? “Kendini beğenme, başkalarından üstün görme ,gurur” şeklinde ifade edilir. Evet kibirli insanlar  bu nitelikleri taşır ama bunu birazcık daha masaya yatıralım.

 1.Kibirli insanlar başkalarının mutluluğunu başarılarını istemezler. Bulunduğu ortamın “EN” i olmak ister. Bir insanın  işinde gücünde başarılı olmak istemesi elbette kötü bir şey değildir. Aksine kendisine yapacağı en güzel yaktırımdır ama işi “Sadece ben yapabileyim diğerleri benim başarımı elde etmesin” e giderse burada bir problem vardır. Çünkü bu azmin içine hasette karışmıştır. Haset, kibrin en yakın dostudur. 
2.Kibirli insan görünüşte özgüvenli bir kimsenin niteliğini taşır gibi gözükür ama aralarındaki fark uçurum gibidir. İkisi arasında en çok benzetilen özelliklerden biri de ikisinin de dik yürümesidir.. İnsan olarak dik yürümek bizim doğamızda vardır. Bizler dik bir omurgaya sahip bir vaziyette yaratıldık. Eğer yüzümüzdeki tebessümü atıp yerine alaycı ve üstten bakış atmayı getirirsek artık yürüyüşümüz kibirli bir yürüyüşe dönüşür. . Bu da Allah’ın en hoşnut olmadığı vaziyettir. “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen ne yeri yerebilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.”(isra /37)
3.Özgüvenli insanı kibirliden ayıran diğer bir özellik ise duygu ve düşüncelerini bir çıkar gözetmeksizin sadece doğru olduğunu düşünmesinden dolayı ifade etmesidir. Kibirli insan da yeri geldiğinde bunları ifade eder ama bir farkla, çıkarları doğrultusunda kendisini ifade eder. Düşündükleri o ortamda kendisine pohpohlama getirmeyecekse kendi  düşüncelerini 180 derece çevirip o şekilde ifade eder. Yani özü sözü bir değildir. 
4.Özgüvenli insan geleceğin insanıdır. Yeri geldiğinde öz eleştiri yapar, yapıcı eleştirileri kabul eder. Şu an elimde bu nitelikler ve bu başarılar var ama eğer bunların üzerine biraz daha eklersem çok daha hayırlı işler yapabilirim vari düşünür. Ama kibirli insan geçmişteki başarılarıyla övünür. Hayat bir değişim ve ilerleme halindeyden o, bu maratona kafası arkaya dönük bir şekilde devam eder. Ne bildiğini bilmez, ne bilmediğini de bilmez. Bilmekte istemez. İşte buna da cehl-i mürekkep diyoruz. Ne bilmediğini bilmemek…
5.Özgüvenli insanlar yaptıklarını başkası için yapmaz. O yol sırat-ı mustakim ve ben o yoldan ilerliyorum der. Ama kibirli insan, yaptıklarını genelde başkalarının beğenisini ve onayını kazanmak için yapar.
6. Özgüvenli insan barışçıldır, İster ki herkes başarı elde etsin. Sadece benim başarım dünyayı daha iyi bir yer haline getirmede yeterli olmaz. Hepimiz başarılı olup bir şeyler yapalım der.  Kibirli insan rekabetçidir. Ortamı bir anda yarışma alanına çevirir. Bütün çabaları insanları geride bırakmaktır. 7.Özgüvenli insan içinden geldiği için başkalarına iltifat eder, iltifat kabul eder, iltifatı tevazuyla geri bildirir. Kibirli insan iltifat etmez. Etse de sahici değildir. Çıkarı için bu iltifatı yapmıştır. Narsist bir şekilde iltifatı kabul eder. İltifat eden kişiyi pişman eder.
Benim özgüven ve kibir denilince aklıma bunlar geliyor. Allah hepimizi kibirli olmaktan muhafaza etsin. Esenlikle kalın.


19 Haziran 2018 Salı

YOKSA GÜNLÜK TUTMUYOR MUSUN?


       ''İnsan nisyan ile maluldür.'' Bir başka değişle hepimizin zaafıdır unutmak. Bu söze, çok sevdiğim sinir bilimci Sinan Canan'ın bir kitabında rastlamıştım. insanın en büyük kusuru nedir diye sorulduğunda akla hemen ''unutkanlık'' gelir. Belki de bu sebepten dolayı Kuran'da geçen bir ayet bir çok defa tekrarlanır.

     Peki bu unutkanlığımız için alınabilecek en iyi önlem nedir diye soracak olursak akla ilk gelen cevap "günlük tutmak" olacaktır. Günlük tutmanın hem beyinsel gelişimimize hem de ruh halimize epeyce faydası vardır. İşte günlük tutmak için beş hayati sebep!       

       1.   Gün içerisinde neler yaptığımızı, kıymetli zamanımızı nelere harcadığımızı                            bize bir film şeridi gibi gösterir. Bu sayede hayatımızda zaman kaybına sebep                        olan uğraşları tespit edebiliriz.

      2.   Yazı yazma becerimizi geliştirir. Her gün yazı yazdığınızı hayal edin. Zihninizde şekil              edinememiş düşüncelerinizi her gün bu deftere yazacaksınız. Sonrasında da şekil                bulmuş düşünceler size yeni ve yaratıcı fikirler olarak geri dönecektir.  

      3.     Sorumluluk hissiyatınız artar. Bir defter var ve her gün kendisine yazı yazılmasını                 bekliyor. Bu deftere sahip olan yazarın elbette üzerine bir sorumluluk binecektir.                     Sorumluluk almak  kötü bir şey midir? Tabi ki de "hayır." Nefes aldığımız sürece                     hayatta belli sorumluluklar  alacağız-Okula gitmek, ödev yapmak, kitap okumak...-                 Sorumluluklarımızı günlük tutmak  gibi keyifli ve faydalı bir etkinliğe dönüştürürsek                hayatımızı daha eğlenceli kılabiliriz.

       4.    İleride özlemle bakacağınız hatıra fotoğraflarınızın yanına bir de o fotoğrafların                      hikayesini  anlatan bir çok defter eklemiş olacaksınız. Belki de ileride çok büyük bir                insan olacaksınız.  Günlüğünüz sayesinde bir sonraki nesle ilham kaynağı                              olabilirsiniz. Sakın unutmayın, 
             "Küçük değişimler, büyük değişimlere sebep olur." Günde on dakikanızı ayırdığınız                bu  defter, belki de ileride büyük başarı öykülerinin oluşmasına vesile olabilir.

       5.    Bazen hiç kimseye anlatmak istemediğiniz ama anlatmadığınız için de içinize taş                  gibi  oturmuş duygu ve düşünceleriniz olabilir. bunları günlüğünüze yazmak en                      etkili  ve en pratik tedavidir. Çünkü yazmak ilaçtır. hem de doğal bir ilaç...

     Umarım yazdıklarım bir defter edinip günlük tutmanıza vesile olur. Faydalı olabildiysem ne âla! Esenlikle kalın...